Just another WordPress.com site

Posts tagged ‘6.his’

KÜÇÜK BİR OYUN

SEZGİLERİNİZ NE KADAR GÜÇLÜ?İNSANLARI BAKIŞLARINDAN YÜZÜNDEN TANIYABİLİRMİSİNİZ?

TIKLAYIN AŞAGIDAKİ LİNK’E..

http://www.malevole.com/mv/misc/killerquiz/

NE KADAR PSİŞİK YETENEK SAHİBİSİNİZ?

Bu, Büyük Britanya Psişik Başvuru Masasından Stuart Bugby tarafından psişik yeteneklere sahip olup olmadığınızı belirlemek için hazırlanan basit bir testtir. “Psişik Yetenekler” ifadesinin çok çeşitli algılamayı kapsadığını ve kendini doğal el falı ustalığı, kristal küre okumak veya hatta Tarot kartlarını da içeren iskambil destelerinin sezgisel olarak okunması gibi birçok değişik yolla sunabileceğini söylemektedir. Bu ustalıkların hepsi kurumun “saptama sanatları” dediği bir alana aittir.
Beşten daha fazla soruya vereceğiniz “evet” cevapları, psişik yetenek sergileme potansiyeline sahip olduğunuzu gösterir.

• Yeni biriyle tanıştığınızda o kişiyle anlaşıp anlaşamayacağınız yolunda içgüdüsel bir duygu hisseder misiniz? Onlardan hoşlanıp hoşlanmıyor oluşunuzun, bu hisle ilgisi yoktur.
• Rüyalarınızın onda yedisini kehanet içeren türden mi bulursunuz?
• İnsanların sizle konuşmaktan gerçekten zevk aldığına inanır mısınız?
• İnsanların kendi endişe ve üzüntülerini size boşalttığını düşünür müsünüz?
• Buluşmalarınıza çoğunlukla geç mi kalırsınız?
• Ağaç gövdesi, odun ateşinin alevleri veya bulutlar gibi rastgele şekillerde desenler ve resimler görebiliyor musunuz?
• Rüyanızda, sonradan orada gerçekte bulunduğunuzu hisseder misiniz?
• Okuldayken Türkçe dersinde Matematik dersinde olduğunuzdan daha mı iyiydiniz ?
• Basit işler yaparken veya sadece otururken zihninizde bir yorum dolaşır mı?
• En azından tek bir şey hakkında batıl inancınız var mı?
• 7 sayısını 13’e tercih eder misiniz?
• Bir teleskoptan bakmak için sağ gözünüzü mü tercih edersiniz?
• Kendinizi planlar yapmak yerine kendiliğinden (doğal) davranmayı tercih eden biri olarak mı görüyorsunuz?
• Sevdiğiniz birinin ölümünden sonra sadece kısa bir süre mi yas tutarsınız?
• Uzun vadeli planlamaları sıkıcı mı bulursunuz?
• Geniş açık mekanlarda bulunduğunuzda çok mutlu olur musunuz?
• Düzensizlik (dağınıklık) sizi rahatsız etmez mi?
• Sık sık kokuları hayal eder misiniz?
• Uzun zaman sürelerini yalnız geçirmekten hoşlanır mısınız?
• Ani ve sert hava koşullarından büyülenir misiniz? Mesela dalgalı deniz, yıldırımlar, fırtınalar gibi.
• Yabancı bir kasabanın çevresinde sadece ne bulabileceğinizi görebilmek için yürüyüşe çıkar mısınız?
• Garip şekilli kayalar veya ağaç kabuğu ve tahta parçaları sizi cezbeder mi?
• Ölüm konusunda kesinlikle korkusuz musunuz?
• Belirli renkleri giymenin sizi ve çevrenizdekileri bir biçimde etkilediği olmuş mudur?
• Acı eşiğiniz başkalarına göre daha mı az aşağıdadır?
• Doğal bir ritminiz var mıdır? (dans etme, vs…)
• Eski evler ve binalar sizi cezbeder mi?
• Köpekler ve kediler size doğal olarak dostça mı davranır?
• İnsanlar sizinle bire bir anlamda birlikte olmayı tercih ederler mi?
• Eski bir yüzyılda yaşama fantezisi sizi cezbeder mi?
Psişik yeteneklerini teste tabi tutma konusunda ciddi olanların, İngiliz Astroloji ve Psişik Topluluğunun tam bir üyesi olmaları durumunda, hakemler kuruluna iki tane tam doğru okuma sağlamaları gerekmektedir. Ayrıca, Londra’daki Psişik Araştırma Derneği “DDA ve PK için Test” adlı, parapsikoloji alanında birçok bilimsel test içeren bir kitapçık yayınlamıştır. İnternet’te de çeşitli üniversiteler ve araştırma merkezleri tarafından sevk edilen “canlı” testler vardır.

PSİŞİK GELİŞME EGZERSİZLERİ

İngiliz Astrolojik ve Psişik Derneği başkanı Berenice Watt, 20 yıldır psişik gelişme konusunu öğretmektedir. O da, yazar Colin Wilson gibi psişik yeteneklerin bir miras olduğuna ama bütün insanların içinde uykuda olduğuna inanıyor.
Okuyacağınız egzersizlerin haftada 3 kez tekrarlanmasını tavsiye ediyor:
Egzersizi 10 dakika yaparak başlayın, sonra her seansta süreyi arttırın.
Rahatsız edilemeyeceğiniz, oturulabilecek bir yer bulun. Gözlerinizi kapayın ve birkaç derin nefes alın. Vücudunuzu gevşetin.
Mümkün olduğunca detaylı bir şekilde bir çiçek imajine edin; şekli, rengi, kokusunu ve yapısını. İmajı çok güçlü bir şekilde görününceye kadar çiçeği vizüalize etmeye, imgelemeye devam edin.
İmajine ettiğiniz bir kır yolunda, çiçeği bir kıra yerleştirin.
Yolculuk sırasında huzurlu bir yerde dinlenin. Yolculuktaki bu mola sırasında size görünen imajlar ve düşüncelere dikkat edin. Kesin olarak aynı yoldan eve geri dönün- imgelemenizde oraya eğer kapılardan veya kapı yollarından geçerek gitmek zorunda kaldıysanız, yine oralardan geçerek geri dönün. “Bu rotayı başlangıç noktasına doğru geri götürmek çok önemlidir.” diyor Watt, çünki siz ruhun süptil seviyelerini yeniden gruplandırıyor ve yeniden hizaya sokuyorsunuz. Başlangıç yerinize geri döndüğünüzde, gözlerinizi yavaşça açınız.
Yolculuğunuz çok canlı bir deneyim haline geldiğinde, ruhsal rehberlerinizden kendilerini size tanıtmasını isteyin. Aynı işlemleri uygulayın ama yolculuktan sonra gözlerinizi yavaşça açın. Bir not defteri alın ve sonraki 10-15 dakika için düşüncelerinizi, duygularınızı, zihninizden geçen veya vücudunuzda duyduğunuz hisleri, duyularınızı ve resimleri yazın.

TELEPATİ TESTİ

Telepati ile ilgili ikna edici kanıtlar, ancak otomatik ganzfeld deneyleri gibi titizlikle hazırlanmış deneylerde elde edilebilir. Yine de, evinizde iskambil kâğıtları, rahat bir koltuk ve “yollayıcı” olmayı kabul eden bir arkadaşınızla basit bir deney yapabilirsiniz. Bunun için sıradan bir iskambil destesinden as, dört, on ve papazları ayırın. Size yardım eden kişi bunları karıştırsın. Siz de başka bir odada (kartlarla ilgili ipucu almamak için), rahat bir koltuğa oturun. 15 dakika gözleriniz kapalı, nefes alıp vermeye odaklanın. Burada amaç, telepatik sinyalleri algılamak için zihninizi boşaltmak. Daha sonra “yollayıcı” kartlara konsantre olarak, üzerlerindeki resimleri iletmeye çalışsın. Birkaç dakika sonra, iletilen kartın hangisi olduğunu söyleyebilmelisiniz. Bu sırada yardımcınız doğru ve yanlış tahminleri not etsin.
16 kart bittikten sonra kartları karıştırıp, deneyi üç defa daha tekrarlayın.

Rastlantısal tahmin yapılırsa, 64 tahmin içinde 16 civarında doğru bilme olasılığı var. 23 ya da daha fazla doğru ise, bilim dünyasınca istatistiksel açıdan anlamlı bulunabilecek kanıt olacaktır.

AYRICA:

 Popüler Bir Yöntem

Telepati deneylerinin yapılabilmesi için laboratuar koşulları zorunlu değildir; halk arasında ya da aile içinde yapılan telepati deneyleri arasında en bilinen yöntem şöyle açıklanır: Dış uyaranların az olduğu (sessiz, pek ışık almayan, soğuk olmayan vs.) bir odada birkaç kişi gevşer ve zihinsel olarak konsantre olur (odaklanır). Bu kişilerden biri “verici”, diğerleri “alıcı”dır. Deneyde herhangi bir aldatmaca olmaması için verici kişi deneyden önce diğerlerine aktarmak istediği şey (görüntü, örneğin bir elma) neyse onu bir kağıda diğerlerinden gizli olarak yazmış olmalıdır. Beş veya on dakika süren odaklanma süresince verici kişi başka hiçbir şey düşünmeden aktaracağı görüntüye odaklanmalı, yani sürekli onu düşünmeli ve onu bilincinde net ve duru bir biçimde canlandırmalıdır. Alıcılar ise, vericiden gelen etkili yayının bilinçlerinde yer edebilmesi için hiçbir şey düşünmemeye, bilinçlerini bütünüyle boş tutmaya en üst düzeyde özen göstermelidirler. Başarı, vericinin odaklanma (konsantrasyon) derecesine bağlı olduğu kadar, alıcıların her türlü kaygı ve kişisel düşüncelerden uzak bir biçimde bilinçlerini boş tutabilmelerine de bağlıdır. Odaklanma bitiminde tüm alıcılar kendi önlerinde bulunan kağıda bilinçlerin hangi görüntünün belirdiğini yazarlar ve sonuçlar karşılaştırılır. Gözlemler her beş kişiden birinin iyi bir alıcı olduğunu ortaya koymuştur.

(alıntı)

Duyu Ötesi Algılarınız…

“Bilinçaltımızın bilinçli tarafımızla iletişime geçebilmesi zaman alan bir süreçtir ve bunu başarmanın ilk adımı bunun hakkında düşünmektir”

( Russel Steward)

 Düşüncelerin zihninizde olumlu etkilere yaratarak daha önce varlığını bile bilmediğiniz kapıların açılmasına yardımcı olacağını bilin.. 

 

Aslında hepimiz bir çok doğal yeteneğe sahip olarak dünyaya geliyoruz. Ama bunların çoğunun farkında değiliz

Doğal yeteneklerimizin farkına varır ve onları geliştirmek için yeterince çaba sarf edersek başarmamız için önümüzde hiçbir engel kalmaz. Yeter ki inanarak ve sabırla egzersiz yapalım.

Psişik yetenek, nasıl olduğunu bilmeden bir kişi ya da bir durum hakkında bilgi sahibi olabilme yeteneğidir. Kimse size söylemediği, siz daha önce başka bir yerde duymadığınız ve okumadığınız halde, ilk defa gördüğünüz bir insan veya ilk defa gittiğiniz bir yer hakkında ‘bir şeyleri kesin olarak biliyor’ ama bunu nasıl bildiğinizi tarif edemiyorsanız, psişik yeteneğiniz açığa çıkmış demektir.

Gerçeği söylemek gerekirse hepimiz altıncı his yeteneğiyle doğuyoruz. Ama daha küçücük bir çocukken sahip olduğumuz bu yetenek, ilerleyen yıllarda kaybolup gidiyor, çünkü büyüklerimiz bize ‘böyle şeylerin deli saçması’ olduğuna dair fikirler aşılıyorlar.

Büyüyüp yetişkin bir insan oluncaya kadar da doğal yeteneklerimizi ‘yok farz etmeye’ o kadar alışmış oluyoruz ki ‘duyu ötesi algı’ yeteneği diye bir şeyin varlığına bile inanmıyoruz.

Şöyle bir düşünün, mutlaka sizin de başınıza gelmiştir:

* Telefonun çalacağını hissetiniz ve birden telefon çalmaya başladı..
* Telefon çalmaya başladı ve daha telefonu açmadan arayanın kim olduğunu bildiniz..
* Ya da uzun süredir görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünüyordunuz ve birden ondan bir haber geldi..
* Karşınızdaki insan daha ağzını açmadan onun söyleyeceği şeyi bildiniz..
* Aklınızdan bir şarkı geçiyordu ve radyoyu bir açıyorsunuz ki o şarkı çalmaya başlıyor..
* Tam olarak bilemediğiniz bir nedenden ötürü bir yere gitmek, bir şey yapmak veya yaptığınız bir şeyi hemen bırakmak istediğiniz fark ettiniz. İç sesinize kulak vererek zor durumdaki bir insana yardımcı oldunuz veya onu bir tehlikenden korumuş oldunuz..
* Karşınızdaki kişi asıl hislerini saklamaya çalışsa bile, hemen farkına varıyorsunuz..
* Tanımadığınız insanlarla dolu bir kalabalık bir ortamda (mesela alışveriş yaptığınız bir markette) önce kafanızın içinde duyduğunuz bir cümleyi hemen sonrasında etraftaki bir başka insandan sesli olarak duyuyorsunuz..

Öyle bir düşünce tarzıyla yetiştiriliyoruz ki bu olayların ciddiyetini fark etmiyor ve “A ne tesadüf?” deyip geçiyoruz.

Yukarıda kısaca değindiğimiz örneklerin hemen hepsinde, size iletilen (ancak kaynağının ne olduğunu kestiremediğiniz) bir bilgi söz konusu olmuştur. Bu bilgiyi size ileten, bütün canlıları saran enerji alanından başka bir şey değil.

Nasıl ki wireless veya bluetooth bulunan özellikleri sayesinde dizüstü bilgisayarınız veya cep telefonunuzla mucizeler yaratabiliyorsunuz, bizi saran enerji ortamı da bir tür evrensel ‘wireless’ olarak düşünün.

(alıntı)